2014 yılıydı. Homeopati eğitimimi tamamlamış olmanın heyecanıyla doluydum. Danışmanlık vermeye başlamak için sabırsızlanıyordum. Aklıma gelen ilk şey bir internet sitesi kurmak ve tele sağlık hizmeti vermek oldu.
Homeopati, doğası gereği tele sağlık için oldukça uygundur. Çünkü homeopatide tanı, büyük ölçüde hastanın anlattığı belirtiler ve kişisel özelliklere dayanır—laboratuvar testlerinden ya da tarama yöntemlerinden ziyade hastanın duyumları, yüzü, dili, tırnakları, cildi ve genel görünümüne odaklanılır. Elbette hastanın kokusu gibi bazı fiziksel ipuçları da işe yarayabilir, ancak tanı için vazgeçilmez değildir.
Tarihsel Kökleri Olan Bir Yaklaşım
Bu yöntem yeni değil. 19. yüzyılda homeopatinin kurucusu Samuel Hahnemann bile takiplerini mektupla yapıyordu. Evet, yanlış duymadınız—mektupla! Hastalarının yazılı ifadelerine dayanarak tedavi öneriyordu. Yani bugün "uzaktan bakım" dediğimiz yöntem, homeopatinin tarihinde zaten var olan bir yaklaşımdı.
Alışılmadık Olan, Artık Normal
COVID-19 pandemisinden önce birçok kişi, hastaları telefonla ya da görüntülü görüşme ile görmek fikrine kuşkuyla yaklaşıyordu. Ama pandemi ile birlikte hastaneler bile tele sağlık hizmeti sunmaya başladı. Bir anda herkes için normalleşti.
Ben ise 2014’ten beri tele sağlık ile çalışıyorum. Başlarda sadece uzak mesafedeki bazı özel vakalar için uyguluyordum. Bugün ise bu benim temel çalışma yöntemim haline geldi. Coğrafi sınırlar artık benim için bir engel değil. Görüntülü görüşmelerle hastayı gözlemlemek, duygularını anlamak ve kapsamlı sorularla detaylı bir vaka almak gayet mümkün ve etkili.
Hem Hasta Hem Uygulayıcı İçin Rahatlık
Hastalar kendi evlerinin konforunda olduklarında daha rahat ve açık oluyorlar. Ben de aynı şekilde daha huzurlu hissediyorum. Aramızda binlerce kilometre olsa bile, kurduğumuz bağ güçlü kalıyor. Artık dünyanın dört bir yanından insanlar bana veya görmek istedikleri herhangi bir homeopata kolayca ulaşabiliyor.
Teknolojiyi Direnmeden, Bilinçli Kullanalım
Teknoloji durmuyor, hayat da öyle. Kabul etsek de etmesek de değişim devam ediyor. Direnmek bizi sadece geride bırakır. O yüzden bu değişimi anlamak, şekillendirmek ve iyilik için kullanmak çok daha değerli.
Benim için tele sağlık yalnızca bir kolaylık değil, aynı zamanda şifayı herkes için erişilebilir kılan güçlü bir araç.